- gören kimse
- n. seer
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
derviş — is., Far. dervīş 1) Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen 2) mec. Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse 3) mec. Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse 4) hay. b. Kırlangıç balığının pek küçüğü Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalpazan — is., Ar. ḳalb + Far. zen 1) Sahte para basan veya piyasaya süren kimse 2) mec. Yalan ve hile ile iş gören kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
KALENDER — f. Dünyayı terkederek elini çekip Allah yolunda giden kimse. * Dünyâdan elini çekip herşeyi hoş gören kimse. * Dünya alâkalarından uzak, alâyişe aldanmaz hakikat adamı. Filozof … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dubaracı — sf., argo Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline çabuk — sf., ğu Çabuk iş gören (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
görgü tanığı — is. Olayı gören kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü keskin — sf. Çok iyi gören (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
hizmetçi — is. 1) Hizmet gören kimse 2) Belli bir ücretle ev işlerini yapmak için tutulan kadın Arkasından, kucağı paketlerle dolu hizmetçi kızla içeri giriyorlar. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler orta hizmetçisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kethüda — is., tar., Far. ked + ḫudā Zengin kimselerin ve devlet büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse, kâhya Birleşik Sözler kethüda bey akıl kethüdası kapı kethüdası kul kethüdası sultan kethüdası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilitleyici — is. Kilitleme işleri gören kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
liboş — is. Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük